Di̇kkat Eksi̇kli̇ği̇ / Hi̇perakti̇vi̇te Bozukluğu (DEHB)

Bozukluğun temel özelliği, kalıcı ve süreğen dikkat süresinin kısalığı ile engellenmeye yönelik denetim eksikliklerinin yol açtığı ataklık ve huzursuzluktur. Sonuç olarak çocukta gelişimsel açıdan uygunsuz düzeyde dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik görülür. Başlangıç çoğu zaman hareketlenmenin arttığı üç yaş civarında fark edilse de, düzenli öğrenim için gerekli dikkat ve yoğunlaşmanın beklenildiği ilköğretimin ilk yıllarında tanı konur.

Belirtiler ve Tanı

DEHB; dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik boyutlarıyla çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimini etkiler. Öğretmeni dinleyemeyen, yerinde oturamayan, zihni sürekli dersten kopan çocuklar evde de benzer biçimde ödevlerini tamamlamakta zorlanır ve kısa sürede sınıf düzeyinin gerisine düşebilir. Zekâ düzeyi çoğunlukla normal ya da normalin üzerindeyken öğrenme güçlüğü varmış gibi algılanabilir. Belirtiler yaşla biçim değiştirebilir ancak tanı için gereken belirti sayısı yaşla azalabilir.

Dikkatsizlik belirtileri

Ödev ve çalışmalarda ayrıntıları kaçırma veya hatalar yapma, görevlerde ve oyunlarda dikkati sürdürmekte zorlanma, konuşulduğunda tam dinlemiyormuş gibi görünme, verilen işleri yönergeler doğrultusunda tamamlarken zorlanma, etkinlik ve görev planlamada güçlükler, uzun süre zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınma ya da isteksizlik, gerekli malzemeleri kaybetme, dış uyaranlarla dikkatin kolayca dağılması ve günlük etkinliklerde unutkanlık sık görülür.

Hiperaktivite belirtileri

Eli ayağıyla kıpırdanma, oturması gereken durumlarda kalkıp dolaşma, uygunsuz zamanlarda gezinme ya da tırmanma, oyun ve eğlenceyi sakince sürdürememe, sürekli hareket halinde olma hissi, sanki bir motor takılıymış gibi davranma ve çok konuşma tipiktir.

Dürtüsellik belirtileri

Sorular bitmeden cevap verme, sırasını beklemekte zorlanma ve başkalarının sözünü kesme veya etkinliklerini bölme sık gözlenir.

Tanı Koyma Ölçütleri ve Alt Tipler

Belirtilerin yedi yaşından önce başlaması, ev ve okul gibi en az iki ortamda görülmesi ve süreklilik göstermesi beklenir. Yalnızca tek ortamda ortaya çıkan sorunlarda DEHB yerine başka nedenler düşünülmelidir. Üç alt tip söz konusudur: Dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tipte dikkatsizlik baskındır; aşırı hareketliliğin ön planda olduğu tipte hiperaktivite ve dürtüsellik baskındır; birleşik tipte ise her iki grup belirti tanı alacak şiddettedir ve en sık görülen formdur.

Okul Öncesi Dönem ve Erken Çocukluk

Okul öncesinde tanı koymak güçtür çünkü bu dönemde hareketlilik ve özdenetim yetersizliği gelişimsel olarak beklenir. Bu yıllarda aile danışmanlığı, davranışsal öneriler ve düzenli takip önemlidir. Bazı çocuklar bebeklikten itibaren huzursuz, az uyuyan, beslenme sorunları yaşayan ve “zor mizaçlı” olabilir; erken tanınmaları, ailece destek almaları ve ilişkisel sorunlar oluşmadan müdahale edilmesi ruhsal gelişim açısından kritik değer taşır.

Okul Yıllarında Karşılaşılan Güçlükler

Ödevden kaçınma, kısa sürede dikkat kaybı, sınıfta yerinde oturamama, dersi bölme, derse ilgisizlik, dağınık defter ve kötü yazı, sık eşya kaybetme, arkadaş ilişkilerinde zorlanma ve tekrarlayan cezalar yaygındır. Sabırsızlık sınavlarda soruları hızlı ve eksik okuma şeklinde yansır. DEHB zekâdan bağımsızdır; ancak dürtüsellik ve dikkat eksikliği nedeniyle performans dalgalanmaları sık görülür ve “beklenen kapasitenin altında başarı” algısı yaygındır. Ev kurallarına uyum zayıflayabilir ve yeme-uyku düzeni etkilenebilir.

Yaşam Boyu Süreklilik

Yaş ilerledikçe hiperaktivite azalabilirken dürtüsellik ve dikkat dağınıklığı devam edebilir. Ergenlikte içsel huzursuzluk, aile ve sosyal ilişkilerde çatışma, riskli davranışlara eğilim ve duygudurum değişkenliği ön plana çıkabilir. Erişkin dönemde dikkat eksikliği, planları tamamlayamama, işleri yarım bırakma ve duygu durum dalgalanmaları sık bildirilir.

Ayırıcı Tanı ve Eşlik Eden Durumlar

Özgül öğrenme güçlükleri ve zekâ geriliği, okulda heves kırılması ve huzursuzlukla karışabilir. Uyum bozukluğunda başlangıç daha geçtir ve süre genellikle altı aydan kısadır. Anne-baba-çocuk arasındaki sürtüşmeler benlik saygısında düşme ve ikincil depresyona yol açabilir; bu tablo birincil depresyondan ayrıştırılmalıdır.

Davranım bozukluğu

DEHB ile birlikteliğinde yıkıcı, kuralları bozan, yalan söyleme ya da çalma gibi niyetli ve tekrarlayıcı davranışlar görülebilir. DEHB’de hatalı davranış sonrası pişmanlık belirginken, davranım bozukluğunda öfke ve yüzleşmeye direnç daha baskındır. Olumsuz aile işleyişi, okul deneyimleri ve istismar öyküsü riski artırır. Müdahalenin erken ve planlı olması esastır.

Karşı gelme bozukluğu

Sıklıkla tartışmacı, kolay öfkelenen, bilerek kızdıran ve suçu başkasına atan bir örüntü görülür. Tedavide tetikleyicilerin izlenmesi, olumlu davranışların sistematik pekiştirilmesi, kısa ve net geri bildirimler, problem çözme becerilerinin öğretilmesi ve duygusal şantajdan kaçınma önemlidir.

Tik/Tourette bozukluğu

Tiklerle birlikte DEHB görülebilir. Uyarıcı ilaçlar tikleri artırabilir; bu durumda ilaç düzenlemesi (ör. klonidin, antipsikotik veya trisiklik antidepresan seçenekleri) düşünülür.

Değerlendirme Süreci

Tanıda ebeveyn ve bakım verenlerle ayrıntılı öykü, çocuğun gelişim düzeyine uygun görüşme, genel tıbbi değerlendirme, bilişsel değerlendirme, ebeveyn/öğretmen ölçekleri ve gerekirse konuşma-dil, ince-kaba motor değerlendirmeleri ile görme-işitme testleri planlanır.

Tedavi: Bütüncül Yaklaşım

Psikososyal ve tıbbi müdahalelerin birlikte yürütülmesi en etkilidir. Aileye psiko-eğitim verilmesi, ebeveynlik becerilerinin güçlendirilmesi, stresin azaltılması ve aile ilişkilerinin düzenlenmesi tedavinin temelidir. Davranışçı yaklaşımlar ödül-ceza ekonomileri, görev üzerinde kalma sürelerinin artırılması ve aşırı hareketliliğin işlevsel yönetimi üzerine kuruludur. Bilişsel-davranışçı yöntemler, öz-düzenleme ve içsel strateji geliştirmeyi hedefler. İlaç tedavisinde uyarıcılar (ülkemizde metilfenidat; Ritalin kısa etkili, Concerta uzun etkili), antidepresanlar, anksiyolitikler ve bazı özel durumlarda diğer ajanlar kullanılır. Metilfenidat çoğu çocukta belirgin fayda sağlar; iştah azalması ve uykusuzluk gibi yan etkiler zamanla tolere edilebilir ve dozlama/uygulama saatleriyle yönetilebilir. Tik, psikotik eş tanılar veya aşırı duyarlılık gibi durumlarda farklı protokoller tercih edilir. Ders başarısının kritik olmadığı dönemlerde “ilaç tatilleri” hekimin uygun görmesi halinde değerlendirilebilir.

Erişkin DEHB

Belirtiler çocukluktan erişkinliğe uzanabilir. Erişkinlerde dışsal uyaranlardan çok içsel dikkat bölünmesi, aynı anda pek çok işe başlama, organizasyon güçlüğü, zaman yönetiminde aksaklık, toplantılarda hareketsiz kalamama, konuşmaları bölme ve dürtüsel kararlar öne çıkar. Trafik ihlalleri, işte dağınıklık ve ev-iş düzeninde süreksizlik sık gözlenir. Tedavi çocukluktaki yaklaşımlara benzer şekilde psiko-eğitim, BDT, işlevsel düzenleme stratejileri ve uygun farmakoterapiyi içerir.

Seyir ve Sonlanış

Olguların önemli bir kısmında ergenlik sonuna doğru belirtiler azalır ya da biçim değiştirir; bir bölümünde erişkinlikte de sürer. Zamanında ve doğru müdahaleyle akademik, sosyal ve duygusal işlevsellikte belirgin iyileşme mümkündür.

DEHB, yaşamın farklı dönemlerinde farklı yüzlerle karşımıza çıkan ancak doğru tanı ve bütüncül tedavi ile yönetilebilen bir bozukluktur. Siz veya çocuğunuzda burada anlatılan belirtiler varsa profesyonel destek almak için adım atmanız önemlidir. Kadıköy Suadiye’deki kliniğinde Uzm. Dr. Turan Çetin, DEHB değerlendirmesi ve kişiye özel tedavi planlaması konusunda size yardımcı olabilir.